Temmuz ayının başında yerel seçimler gerçekleşecek. Siyasi partilerin özellikle de solda olduğunu iddia eden partilerin dağınıklığı, örgütsüzlüğü ve çeşitli çıkar taktiklerinden dolayı henüz partiler büyük kentlerde adaylarını belirleyebilmiş değil. Bunun dışında Mağusa’da Ulaş Gökçe bağımsız olarak belediye başkanlığına adaylığını açıklamış bulunmakta. Peki Ulaş Gökçe desteklenmeli mi? Tabii ki hayır. Neden desteklenmemeli, kısaca açıklayalım.

Öncelikle Ulaş Gökçe, yerel yönetimler ile demokrasi arasındaki ilişkiyi iyice idrak etmiş ve bunun önemini anlamış biri. Öyle ki “herkes için Mağusa” şiarıyla, tek adam yönetiminden değil, halkın, yurttaşların yani Mağusalıların yaşadıkları mekanlarda söz ve karar alma hakkının olacağı, katılımcı ve öz-yönetim odaklı bir yönetim haritasını takip edeceğini ifade ediyor. Halbuki bunlar kulağa hiç hoş gelmiyor. Belediye başkanı dediğin, halka üsten bakan, yurttaşları hiç umursamadan tek başına kararlar alan ve genellikle belediyeleri siyasi rant deposu gören kibirli ve egosu tavan yapmış kişilerden oluşur. İşte sırf bu yüzden Ulaş Gökçe desteklenmemeli!

Daha bitmedi, hatta yeni başladık. Ulaş Gökçe Mağusa’nın yeşil alanlarının değerinden bahsederek, buraların çevreciler, ekolojistler ve doğaya duyarlı kişiler tarafından kente yeniden kazandırılacağından, Mağusa’nın yeşil ve sulak alanlarının değerlendirileceğini söylüyor. Halbuki yeşil alanlar ne için var, unutuyor! Yeşil alanlar pek tabii ki, onları yok etmek, yerine binalar, apartmanlar veya alış veriş merkezleri gibi betonarme yapılar dikmek için var. Bir kentin ihtiyacı olan şey de parklar, yeşil alanlar veya huzurlu dinlenme alanları değil, beton binalarla kaplı yaşanamaz gürültülü gri alanlardır. İşte sırf bu yüzden Ulaş Gökçe desteklenmemeli!

Dahası da var. Ulaş Gökçe, Cümbez hareketi için “hesap verebilir, dürüst, gizlisi saklısı olmayan bir hareketiz” diyor. Halbuki tam da burada tüm cahilliğini konuşturuyor. Bu ülkede işlerin gizli kapılar ardında, yalan-dolanla ve gombinayla döndüğünü bilmiyor. Halbuki herkes bunu biliyor. Ve muhtemelen sadece Mağusalılar değil, herkes bu yalandan-dolandan ve gombinadan memnun olduğu için bu düzenin devamını isteyeceklerdir. Düzen devam etmeli. Bu kadar basit. İşte sırf bu yüzden Ulaş Gökçe desteklenmemeli!

Kreş ve çocuk bakım evleri kurulacakmış. Ne için, ucuza çocukların okul öncesi kaliteli eğitimi ve bakımının sağlanabilmesi için, sosyal belediyecilik gereği bunun yapılması lazımmış. Halbuki çocuk doğuran başının çaresine  de bakması lazım. Belediye, belediyecilik mi yapacak, çocuk bakım evi mi? Hem bankalar ne güne duruyor.  Aileler gitsinler, borçlansınlar çocuklarını da özel okul ve pahalı kreşlere yazdırsınlar. Yoksa bankalar nasıl kazanır, özel okullar nasıl hayatta kalır. Vatandaşın da durumu yoksa çocuk yapmasın. İşte sırf bu yüzden Ulaş Gökçe desteklenmemeli!

Hepsi bu kadar mı tabii ki hayır. Saymakla bitmez. Maraş gettolaşmadan kurtarılacakmış. Halbuki Maraş’ı Maraş yapan getto olması, oradaki insanların da atıl ve unutulmuş olmaları!. Orası ölü bir alan, ölüyü de yeniden diriltemezsiniz. Halbuki Ulaş Gökçe idealleri olan ve insanlara değer veren biri. İnsanlara inanan biri. Ne kadar da iyimser değil mi? İşte sırf bu yüzden Ulaş Gökçe desteklenmemeli!

Toplu taşıma ile Mağusa’nın bir ucunu diğer ucuna bağlayacağından bahseden Ulaş Gökçe, kenti motorlu araçlara daha az bağımlı; toplu taşımacılığa, bisikletle ulaşıma ve yürümeye olanak sağlayan bir kent haline dönüştüreceğinin sözünü de veriyor. Şimdi o gösterişli ve pahalı arabalardan, her sabah egzos dumanı çekmenin verdiği iç huzurdan vazgeçilmesini ve herkesin bisikletleriyle, otobüsleriyle veya yürüyerek işine-okuluna gidebileceği bir Mağusa vaat ediliyor. Yani kimse trafikte araba kalabalığının içinde sıkışan trafikte küfür edemeyecek, sinir olmayacak… Kim bundan vazgeçmek ister ki? Hem aldıkları lüks arabaların havasını atamayacak olan insanlar neden böyle bir şey istesin ki. Herkes daha çok araba sahibi olmanın, daha pahalı arabalar almanın peşindeyken, toplu taşımacılıkmış, bisikletmiş, yürümekmiş. Peh! İşte sırf bu yüzden Ulaş Gökçe desteklenmemeli!

Yazacak olsak daha çok yazılacak şey var. Ulaş Gökçe ve Cümbez hareketi Mağusalılara –aynı zamanda tüm ülke için de- özgür, katılımcı ve üretken bir öz yönetim stratejisi sunuyor. Halbuki eğer iyi olanı seçersek şikayet etmenin ve yakınmanın verdiği kolaycılıktan da vazgeçmiş olmaz mıyız? Hiçbir şey yapmadan, kendi hayatlarımız ve yaşadığımız mekanlar için sorumluluk almadan yaşamaya o kadar bir alışmışız ki, neden bu alışkanlıktan vazgeçelim? “Özgür olmayanlar özgürlüğü reddetmeyi de alışkanlık haline getirir.” İşte sırf bu yüzden kahrolsun Ulaş Gökçe!

 

 

Leave a comment